Hürriyet

26 Ocak 2017 Perşembe

'Dedi Ki'

Her kulaçta bu deryada haykırabilmek yol da olmak yola çıkmak, ve kaybolmak..

'Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? ' (Zümer 9)

Dedim ki; Çok yalnızım!

Dedi ki; Ben ki sana çok yakınım ! (Bakara 186)

Dedim ki; Sen bana yakınsın ama ben senden uzağım, keşke bende sana yakın olabilseydim.

Dedi ki; Rabbini sabah akşam yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için Zikret. (Araf 205)

Dedim ki; Allah'm bu da senin yardımını ister.

Dedi ki; Allah'n sizi bağışlamasını istemez misiniz? (Nur 22)

Dedim ki; Beni affetmeni çok isterim.

Dedi ki; Öyleyse Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin. Gerçekten Allah Esirgeyendir, sevendir. (Nur 22)

Dedim ki; Çok günahkarım, bu kadar günahla ben ne yaparım? 

Dedi ki; Allah'n kullarının tevbesini kabul edeceğini, ve Allah'n tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyen olduğunu hala bilmezler mi? (Tevbe 104)

Dedim ki; Allah'm defalarca tevbe edip tevbemi bozdum, artık yüzüm kalmadı.

Dedi ki; Allah aziz ve bilendir. O günahları bağışlayan ve kullarının tevbesini kabul edendir.            (Şura 25)

Dedim ki; Ya Rab bunca günahım var! Hangisinin tevbesini yapayım?

Dedi ki; Allah bütün günahları bağışlayandır ! ( Zümer 53 )

Dedim ki; Yine gelsem, yine beni bağışlar mısın?

Dedi ki; Allah'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur ! (Ali İmran 135)

Ve dedi ki; Şüphesiz ki temizlenenleri ve tevbe edenleri sever Allah ! 

Dedim ki; Ne güzelsin Ya Rab !

Dedim ki; Rabbim benim senden başka kimim var?

Dedi ki; Allah kuluna Kafi değil mi?  ( Zümer 36 )




22 Ocak 2017 Pazar

'D.Trump Sonrası Dünya'

İyi akşamlar sevgili okurlar, baya bir zamandır yazmak istediğim çok durum oldu ülkemizde ve dünya da. Ancak kısmet olamamıştı bir türlü. Bunlardan bazıları; İslam Deklerasyonu, Ekonomik gelişmeler, ABD seçimleri, Gezilerimden edindiğim tecrübeler, Hayatın Anlamı, Başkanlık sistemleri vs. gibi konular. Bunlara ee şimdi seçim oldu kazanıldı binlerce yorum yapmak yerine sadece bir kaç mekanizmadan ele alacağım. Ki ülkemiz için D. Trump söylemleriyle gerçeği göremeyiz bilemeyiz H.Clinton dan daha iyi durumda ki hiç değilse ypg ile birlikte hareket edeceğiz gibi bir söylemde bulunmuyor. Ki bunca anket çalışmaları, ülkemizde ki isim vermeyeceğim bazı araştırma akademik araştırmaları bile anlam veremediğimiz bir şekilde Clinton taraftarlığı yapıyorlardı anca abd seçmenleri artık Trump'ın; bu politikacılar size yalan söylüyorlar bu komediye bir son verilmeli diyerek çıkıştığı üstelik kendi cumhuriyetçi adayları da bunlarla aynı torbaya koyarak bir farklı izlenim bıraktı. Ve şuan olanlar ne ise o olacaktır demiştir kendisi dışında bir seçim kararı çıkması sonucunda. Bunlar bazı etkenlerdi seçmen üzerinde.  Şimdi o yüzden çok yorum yapmak yerine iki durum söz konusu seçmenlerin farklılık istediği birincisi; statüko yani sistem değişikliği, ikincisi büyük krize sebep olan mortgage. Bunları vergiler üzerinden halka ağır sonuçlar doğurarak devam etti ki seçmenler bu iki etkeni net bir çözüm ile kafasında belirledi. Şuan ki duruma gelirsek dünya ve türkiye'nin bazı beklentileri var varsayımları var onlar da Trump'ın söyledikleri. Mesela bunlardan bir tanesi; devletin küçülmesi gerektiği konusudur. Bu düşünce biz dahi her insanı etkileyecektir. Bizim için özellikle son günlerde örtülü bir döviz krizi aşamasında Trump'ın söylediğini iki el üzerinden temenni ediyoruz ki onlarda; dolarımız çok değerli ve diğer ülkeler bunu bildiği için abd'yi çöp mallarla sahte mallarla dolduruyorlar. Ben buna izin vermiyeceğim, bizde mal üretip onlara satmalıyız dedi. Ve gerekirse para birimimizi değersizleştirmeliyiz. Bir diğer taraftan ABD merkez bankası faizleri bilerek arttırmıyor, çünkü Clinton'a yardım etmek istiyorlar, oysa ki faizlerin hemen artması lazım. Ama faizlerin arttırılması demek paranın değerlenmesi demek. Şimdi elimizde iki tane Trump oluyor birincisi, değersizleştirelim diyor diğerinde arttırıp değerli kılalım diyor. Bu durumda bizim faydamıza olan birinci durum yani değerinin artmaması. Çünkü Çin gibi bir arz sunan var ve her yeri ele geçirmiş durumda. Trump; Abd yi kopyalanmış mallarla doldurmayacağım diyerek Çin'e karşı durumunu açık ve net koymuştur. Bu durum doların değersizleşmesi diğer para birimlerinin Tl gibi biraz daha dengeye gelebileceği beklentisini sunabilir. Ayrıca genişlemeceli bir ekonomik politika güdeceğini söylüyor ve bunun için 500 milyar dolar yatırımın olacağını belirtti. Bu durum bütçe açığına sebep olacaktır. Büyüme olacak oradan gelen parayla açık kapanacak. Vergiler düşecek beklentiler çift vergiler sorunlar serbest piyasa ekonomisi demek kaos demek arkadaşlar. Ama mart ve nisan daki fed kararlarını bekleyeceğiz ve göreceğiz önemli olan bu. Faiz arttırmaya gidecektir ki gidecek bunun sonuçlarını göreceğiz daha biraz sıkıntı demek ama uzun vade de Trump ile bunlar düzelecektir. Ki ekonomi politikalarını ifade ettiği gibi yaparsa. Ayrıca siyasi olaylardan ötürü Trump, Clinton'a göre daha iyimser durumdadır. Fed'in faize 0 a indirme durumunu bir ümid olarak bekliyoruz bu durumda Çin'in ne kadar arz edeceğine bakıyor ve bu durumda bize küresel dünyayı tekrar çürümüş tepside sunuyor.

21 Ocak 2017 Cumartesi

' Bütün Şiirler Sana '

Sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim.
Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara.
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz.
  Ağlarım aklıma geldikçe gülüşlerimiz..
Çiçekler, çiçekler su verdim bu sabah çiçeklere
Ah o gülün yüzü gülmüyor sensiz.
Gür ve coşkun bir gün ışığı dadanmış pencereye,
Masada tabaklar neşesiz,
Mutfak dersen derbeder ve pis
Halılar tozlu
Mavi gece lambası hevessiz.
Kapı diyor ki açın beni, kapayın beni.
Küçük oda karanlık ve ıssız
Her şey seni bekliyor ve her şey gelmeni
İçeri girmeni
Senin elinin değmesini
Gözünün dokunmasını
Ve her şey tekrarlıyor
Seni nice sevdiğimi.

        Yazmış hissetmiş, yaşamış Cemal Süreya. Yoksa nasıl dokunacak bu kadar, yaşatacak kendini zor. Bir başkası da

Ben
senden önce ölmek isterim
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni
görebilesin..
Fedakarlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek
için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin
Ve orda beraber yaşarız.
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
Yahut vefasız bir torun
bizi oradan atana kadar
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana
düşecek.
Toprağa beraber dalacağız
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen, biri de ben.

        bunları okurken, dinlerken yaşamak hissetmek ve ah çekmek gibisi yokmuş.

Ara vermiş olduğum bir kaç aydan sonra artık her gün olmasa da yine bir şeyler karalamaya başlayacağım..