Hürriyet

31 Aralık 2015 Perşembe

Yeni yıla saatler kala..

2015'in son blog'unu yazıyorum. Aslında aklımda başka bir şey vardı ama hayat tesadüflerden ibaret derler ya bugün aynen öyle bir şey yaşadık ve onunla ilgili birşeyler yazmak istedim. Bugün arkadaşımla bayazıd da buluşmak üzere anlaştık. Çıktım evden saat 4 de falan okuldaydım istanbul üniversitesinde arkadaşım da sultanahmet de fotoğraf çekmekle meşgul. İşlerimi hallettim aradım okulun önüne gelmesini bekliyorum yarım saat oldu gelmedi sonra aradım birkaç kez telefonu kapalı yaklaşık 40dk falan geçti okuldan çıktım bayazıd meydana indim sonra beni aradı. Telefonunun şarjı bitmiş o da beni okulun önünde beklemiş 40 dk. Neyse planladığımız gibi gitmese de buluştuk. O sıra da dışarısı da buz kar felaket üstümüz ayakkabılarımız hep ıslanmış. Hemen tramvaya binip karaköy e gidip bir mekanda oturalım dedik. Tramvaya yürüdük bir baktık tramvayın orda bir olay olmuş polis etrafı kapatmış tramvaylar çalışmıyor falan ne yapalım dedik sonra vezneciler metrosunu gidip ordan taksime geçelim dedik plan tamamen değişti. Saat de 6 yı geçti biraz kar fena yağıyor yine konuşmaya dalmışız durağı kaçırdık. Sonra geri yürürken yaklaşık 80 yaşında kambur, üstünde siyah büyük market poşetleriyle yağmurluk yapmış, onun altında birinin montu, ayakkabısı yırtık bir converse onun altında poşet sağ elinde baston bir elinde içinde başlarda ne olduğunu anlamadığımız poşetler yavaş yavaş o kar da kaygan zeminde yürüyen bir teyze. Arkadaşımla yanına gidip
teyze ne yapıyorsun böyle diye sorduktan sonra. O soğuk hava o ayakkabılarla bize kedilere yemek götürüyorum demez mi. Bu cevaptan sonra dedik ki buraya şuan dalgınlıkla tesadüfle geldik teyzemize yardım edelim. Bi koluna ben diğer koluna arkadaşım girdi tam 2 saat teyzeyle kedilere pişmiş tavuk ve pide yedirdik. Karların altında bizim kendi botlarımız fena olmuşken teyze sen otur biz hallederiz derken o ağzıyla pideleri kesip yumuşatıp kedilere atıyordu bir diğer taraf dan da elleriyle çok sıcak tavukları kesip kedilere atıyordu ve hangisi yiyorsa takip ediyordu işte diyo ki o sarı erkek yemedi onu bulmalıyız o yemezse rahat etmem. Yaklaşık 8 kedi ilkten geldi hepsini besledik ama daha 10 tane daha olması lazım diyor ve beklemeye devam ediyordu 2 saat öyle yardım ettik ama onun yaptıklarının yanında biz hiç birşey yapmadık. Tek başına her gün gelip kedileri besliyormuş düşe kalka. En son dedik teyze sen 3 gün gelme havalar böyleyken biz gelir besleriz o da cevap verdi evladım ben buraya gelmezsem ayaklarım daha kötü oluyor benim derdim de dermanım da onlar. Para verelim dedik kabul etmedi evine kadar götürdük ama öyle bir kibar kadın ki öyle masum ki Allah'ım dedik böyle birşey yok o hayatından memnundu. Sıcak evlerimizde herşeyimiz varken sakın ola isyan etmeyin abi. Yeni yıl da böyle insan olmayı başarabilmek mücadele edelim...

30 Aralık 2015 Çarşamba

Küçükken Anlardım..

90'larda doğup büyüdükten sonra insanın o zaman inandığı şeylere çok kolay bir şekilde kapıldığını şuan daha iyi anlıyorum. Büyüklerimizin bize efsane diye anlattığı kişiler onların okumadan görmeden bilmeden sadece ideallerini yansıttığı için efsane olarak gördüklerinden ibaretti. Bizlerin de onların anlattıklarına inanmaktan başka bir yol yoktu o zamanlar. Bende öyle yapıp bazı kişilere yaklaşık 16  yaşıma kadar falan inandım bazılarını da vatan haini olarak gördüm. Ama şimdilerde görüyorum ki kim ne yaptıysa kendi idealleri veya menfaatleri için yapmış. Şimdi anlıyorum ki bazı kişiler kurumlar kendini doğru gösterip diğer tarafın yanlış olduğuna çok kolay inandırmış. Ben onlara doğru veya yanlış demiyorum. Hukuk düzenine kim başkaldırırsa o yanlıştır da demiyorum. Çünkü adaletin hukuk'un temelleri doğru atılmamış bir saçma düzine yasalardan ibaret olduğunu düşünürsek ki öyle haliyle kim o yanlış veya kim bu doru diyebilir? Anlamadığım nokta şu gerçekten demokrasi istiyorsak karşıt görüşlü kesimler neden bir araya gelemiyor? Çünkü ortak nokta kapitalizm bunun yüzünden devrimciler eylem yapıyor bunun yüzünden müslümanlar ölürken başka yerlerde ki müslümanlar onları öldürenleri protesto ediyor. Bir sizden bir bizden bir başka kesimden olan bir yapı neden kurulamaz Türkiye de? Merhum Ahmet Kaya'nın dediği gibi 'inanca saygı düşünceye özgürlük' bunun altında toplanabilirsek Türkiye gerçekten yaşanabilecek bir ülke olacaktır.

29 Aralık 2015 Salı

sözde'Adil dünya girişimi'

Merhaba arkadaslar bugün ki yazımda çok saygıdeğer kişiler olduklarını zanneden kendilerini düşünen başka pencereleri açmaya güçleri yetmeyen bir kesimden bahsedicem. Başlıktan da bazılarının anlayacağı sözde 'adil dünya' ya girmek bile bir referansla anca oluyor. Ben istanbul üniversitesinde öğrenciyim böyle bir program vardı ve katıldım. Herkes jilet gibi gelmiş bir çoğu hepsi değil bir çoğu birilerine kapak atayim birilerine kendimi göstereyim amacı taşıyan kişilerin olduğu bir kesim. Ben tabiki neysem öyle gittim oraya hatta star gazetesinde yazan bir abimiz beni görünce şaşırdı falan tanıştık sohbet ettik. O da bu durumdan rahatsiz ama oda artik onlar gibi olmuş. İnsanoğlu neyle uğraşırsa yakin zaman da öyle olur kendisi de. Bana referans olacağını kesin katilmam gerektiğini söyledi. Başlarda sıcak baktım lakin sonralarda yok abi dedim bir kişi daha bu dünya da yok olmasin dedim ve gitmedim. Kendileriyle öyle çelişen bir ortam ki yazık dedim yazık ki bazı görüşlerde onlarla ayni tarafda kalıyorum. Ama biliyorum ve inaniyorum ki kendilerini öyle ortalamlarda bir şekle bürünüp biseyler içinde göstermeye çalışanlar kadar adil değil de aciz insan ırkı yoktur. Tabi ki de hepsi değil üstüne alınan alınsın 😊

28 Aralık 2015 Pazartesi

Aşk nedir abi?

Bir gün kendi başıma çıktığım bir yolculukta bir sahil kıyısına geldim. Deniz in dalgaları kulaklarım da, rüzgarın soğukluğu tenimde, kuşların sesleri kulaklarım da tam o sırada bir ağaç kocaman bir çınar ve altinda bir çay ocağı. İçim o kadar oraya gidip oturup çay içmek için kıpır kıpır ederken fazla oyalanmadan gittim ve oturdum. 50 yaşların üzerinde bir amca geldi çay verdi. Gözlerinin altı dolu ve mor du etrafta kimse yoktu dedim bir çay daha getirir misiniz? Kimse yok tabi ki adam şaşırdı ama getirdi koydu. Dedim bu senin içindi gel otur lütfen. Neyse biraz muhabbet biraz anılar derken amcaya sordum Aşk nedir?
Amca: bir program da duydum ondan sonra aradığım cevabi buldum. dedi tabi bende meraklandim bekliyorum. Sonra devam etti 'Aşk bilenlerin sustuğu bilmeyenlerin konuştuğu şeyin adıdir'. Bende o zamana kadar aradığımı buldum cevapta. Kim bana aşk'ı böyle tarif edebilir ki?

oh you have believed!

Sevgili arkadaşlar değerli okurlar.. Bugun ki yazımızda kendinizi ve olup bitenleri bir bir sorgulamanızı hatırlatacağını umduğum şeyler den bahsetmek istiyorum. Şöyle başlamak gerekirse günümüzde sizde diyebilirsiniz ki bir yerlere gidip geliyoruz. Ya işe ya okula ya başka yerlere. Hiç bir şeyi sorguladığımız yok bunun için bir çaba da yok. Her birimiz ilkokula başlayip diyoruz ki başarili olalim annemiz babamiz arkadaşlarimiz karşisında küçük düşmeyelim. Lise geliyor ergenlik yine okul telaşı iyi bir kolej iyi bir üniversite için çalışıyoruz. Sonra bir yerleri kazanip gidiyoruz iyi veya kötü gidiyoruz. Sonra üniversite hayati orda da iyi bir bölüm ve sonunda iyi bir iş istiyoruz daha sonra iyi bir eş sonra bir baktın 30 yaşindasin tabi hayatindan birini kaybediysen hala gerçekten uzaksan hala ölmeyecek gibi yaşadıysan. Sonra kendin yaptıklarini çocuklarin için istiyorsun iyi bir okul iyi bir kolej iyi bir iş sonra torun falan ve ölüm. Hayatını böyle yaşayanlara sesleniyorum devam edin abi size bol şanslar bol kazançlar. Hayatının böyle devam etmesini istemeyenler bu dünya ya sadece bu yüzden gelmiş olabileceğini düşünmeyenler sizin gibi ler bir şeyleri değiştirecekler bizler boşa gelenler den değiliz bizden başka da bir dünya var adalet için seni beni hepimizi tutuklasinlar ama kimseye faydan olmadıktan sonra köşkün olsa dahi sen hapistesindir. Gelin hayatın sadece güzellikten ibaret olmadığını insanların yemek bulamamaktan su bulamamaktan savaştan öldüğü bir dünya da kendimizi düşünerek yaşamaktan vazgeçelim. Neden senin benim çocuğumun açliktan ölen çocukdan farki olsun...

27 Aralık 2015 Pazar

Garip Hikaye'm

Güzel arkadaslar, iyi insanlar, kötü olmadıklarını ama iyi olduklarini da düşûnmeyen arkadaslar hastanedekiler, ölmek üzere olanlar hepinize selamlar.
Kapitalizmin benim gözümde terörizm olduğunu anladığınızı düşünüyorum. Aman bu sefer o konulara girmeyeceğim. Bugun sabah moda sahile gittim elime aldım sütlü kahvemi aylardan aralık olmasina rağmen hava da ten üşütmeyen bi sıcaklik üzerimde siyah beyaz bir oduncu gömleği oturdum çimenlere çantamdan çıkardım ders notlarimi ve aldığım kahvaltilik kalper nutella peynirleri çıkardım bir de vişne reçeli ve bir yanımda da sigara var tabiki. Kahvemi yudumlayıp sigarami yaktım tam o sırada bir kiz geldi yanima birden oturdu ateşimi istedi bende atıştırabilir miyim dedi gözlerime baktı elimde ki bi dilim ekmeği aldi kendi bir seyler sürüp yiyecek sandim vişne reçelini sürdü bana uzattı Ben tam alicaktim ki birazini üzerime düşürdü parmagiyla reçeli temizledi özür diledi, gözlerime baktı sigarasini içine çekti dumanini bana üfledi ismimi söyledim tanışmanin ne önemi var dedi bi sigara daha yakti sonra yaktığı sigarayi bana verdi bende içmeye basladim elimde ki kahveyi aldi gözlerime bakti hava ne kadar güzel dedi hirkasini çikardi yine gözlerime baktı hırkasini bana verdi dudaklarina kırmızı ruj sürdü siyah beyaz oduncu gömleğimin yakasını öptü gözlerime bakti Aşk dediğin gömleğinin yakasındaki dudak 'izlerinden' ibaret dedi hırkam ve ruj izim sende kalsin dedi ve gitti..

26 Aralık 2015 Cumartesi

Uyanın!

Değerli arkadaşlarım, geçenlerde izlediğim bir videonun etkisi hala üzerimde umarım da hiç gitmez.. Sizlere de aktarayım. Ama bundan önce bir din üzerinden gitmediğimi tamamen hümanist olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü inananlar veya inanmayanlar herkes için eğer içinde insanlık yoksa ne fark eder takva sahibi olmuşsun veya ilim sahibi olmuşsun, ne fark eder zengin olmuşsun veya fakir olmuşsun. Video ya gelecek olursak burdan yayınlamak da isterim ama izlenilmeyecek kadar üzücü birşey gözlerinizde hayalleriniz de canlandırın. Kendi çevrenizde çocuğunuz da olacağını veya kardeşiniz yiğenlerinizin yaşayabileceğini düşünün. Filistin de 5 veya 6 yaşında bir kardeşimiz ve onun haykırışlarını duymazcasına onu bir eğlence aracı olarak onun bir canlı değil bir oyuncak olarak kullanan bir kaç tane israilli genç insan veya insan dışı birşey. Bu nasıl bir kin bu nasıl bir öfke ki çocuğu boynundan tutuyolar boş bir araziye getirip saldırgan bir köpeği önüne atıyorlar, çocuk haykırışlar içinde bağırıyor elleri ayakları birbirine vuruyor o vurdukça köpek omuzlarından boynundan ısırıyor bikaç saniyeliğine çocuk kaçıyor ama o insan dışı varlıklar tekrar boynundan tutup onlarının önüne atıyor. Çocuk anne diye haykırıyor her dilde anne aynıdır insanın içine işler hisseder o anne haykırışlarını ve video devamında çocuk kendini bırakıyor bizde sadece izliyoruz. Bunu okuyunca duygulanıp üzülebilir ama biz ne yapabiliriz ki diyebilirsiniz haklısınız biz hiç birşey yapamayız çünkü Allah'ın rahmeti tüm evreni saracaktır. Biz bunu onlara öğreteceğiz. Adalet gelecek. Eğer birşeyler için ayak diremezseniz her darbe sizi yere serebilir... Uyanın.

Kapitalizm ve Köpeklik

Bugün yine Kapitalizm için bisey yaptim. Ona boyun eğdim. Bir kafeye gittim arkadaslarla buluştuk çay, kahve, nargile içtik ve bizim gibi milyonlarcası o gün ayni şeyi yaptılar. Sonra dağıldık evlere gittik. İçtiğimiz çay dan örnek veriyim sizlere yerine göre 1buçuk lira 2, 3buçuk, falan biz de 1 bardak için 5 lira verdik. Karadeniz de onu toplayan annelerimiz kardeşlerimiz o fiyatın karşılığını tabi ki almıyor. Kilosunu belki 10 lira ya falan veriyolar yada öyle biseydir işte. Biz kaçtan alıyoruz 12, 15 e kadar gider tamam burda sorun yok. Peki bu hizmet yerleri kaçtan alıyor. Dipnot Türkiye de çalışma sektörlere ayırdığımızda hizmet sektörü %51 dir en fazla yani ama bunun %24 ü boş bu kafeler falan işte. Neyse onlar bize 1 bardağı 5 lira ya veriyolar simdi siz hesaplayin o annelerin kardeşlerin emeklerini. Malesef ki bu Kapitalizm böyle bisey nasıl çıktı peki bu. Adam Smith ve özellikle keynes diye birileri çıkıyor abi dünya da yüzyıllar boyunca yeticek ürün var biz artik arz etmeyelim neden eşit olsun ki dünya neden adil olsun ki biz daha az mimar da daha fazla talep edip kendimizi zengin edelim. Bizler de bu iki ahmak herifin yolun da ilerliyoruz.