Hürriyet

21 Ocak 2017 Cumartesi

' Bütün Şiirler Sana '

Sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim.
Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara.
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz.
  Ağlarım aklıma geldikçe gülüşlerimiz..
Çiçekler, çiçekler su verdim bu sabah çiçeklere
Ah o gülün yüzü gülmüyor sensiz.
Gür ve coşkun bir gün ışığı dadanmış pencereye,
Masada tabaklar neşesiz,
Mutfak dersen derbeder ve pis
Halılar tozlu
Mavi gece lambası hevessiz.
Kapı diyor ki açın beni, kapayın beni.
Küçük oda karanlık ve ıssız
Her şey seni bekliyor ve her şey gelmeni
İçeri girmeni
Senin elinin değmesini
Gözünün dokunmasını
Ve her şey tekrarlıyor
Seni nice sevdiğimi.

        Yazmış hissetmiş, yaşamış Cemal Süreya. Yoksa nasıl dokunacak bu kadar, yaşatacak kendini zor. Bir başkası da

Ben
senden önce ölmek isterim
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni
görebilesin..
Fedakarlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek
için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin
Ve orda beraber yaşarız.
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
Yahut vefasız bir torun
bizi oradan atana kadar
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana
düşecek.
Toprağa beraber dalacağız
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen, biri de ben.

        bunları okurken, dinlerken yaşamak hissetmek ve ah çekmek gibisi yokmuş.

Ara vermiş olduğum bir kaç aydan sonra artık her gün olmasa da yine bir şeyler karalamaya başlayacağım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder