Hürriyet

13 Ağustos 2016 Cumartesi

' Nada'ya '

Bizleri köleleştiren yalnizca yaşadığımız gerçeklik değildir. Bize yansıtılan ve istemsizce farkına varmadan seçtiğimiz ideoloji kurallarıdır. Bu böyle kalsın aklızın bir köşesinde en sevdiğiniz kitabın en can alıcı cümlesi kadar. Şimdi 'Nada'ya' (hiçliğe) yaşadığım gezileri anlatmaya başlıyorum.
Ilk olarak Tokyo, dear Nada :) ;
Toplumu yönlendirenler tarafindan makul  bir sekilde ilk olarak avrupaya gitmem istendi ve bende öyle yaptim. Fransa'ya vize başvurusunda bulundum. Belgelerimi herseyi hazirladim. Temmuz 20 de gidecektim. Güzel bir harita yapmiştim. Ve bir hafta önce persembe günü vizemi Aldim. Ama tam da o gün nice de kamyon saldirisi oldu hatirlarsiniz. Ve Fransa hükümeti o.hali 3 ay daha uzatma karari aldi bunun üstüne ailemde gitmemi istemiyordu Ben hala istiyordum. Ki ülkemizde de darbe girisimi olana kadar. Böyle bi olay sonucu bir kaç gün erteledim ve gitmedim. Sonra Fransa konsolosluğu aradi ve bireysel vizelere kota koyuldugunu vizenizin iptal oldugunu söyleyince iyice soğuttular. Ben de tam o sirada zevklerimi ve hazzimi ayirmam gerektiğini anladim. Her ikiside ayni şey değildir.  Insan aci cekerkende zevk duyabilir. Ve Dedim Ki zevklerime ihanet etmeyip daha farkli bir sey yapmam lazim. Insan ögrenciyken America ya avrupaya ingiltereye her zaman gidebilir. Dedim Tokyo bir başka hayal Tokyo drift filminden özellikle :) ve yolculuğum öyle başlamiş oldu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder