Hürriyet

5 Şubat 2016 Cuma

Saklanbaç mı? Saklambaç mı?

Arkadaşlar iyi akşamlar,
Bugün böyle siyasi veya ekonomik bir takım şeyler paylaşacaktım lakin bilgisayarı açtım, ekrana yansıdığım halimi gördüm. Dedim bu nasıl bir tip ciddiyet nedir bu dedim hele şuna bak dedim kendi kendime. Sonra attım kendimi dışarı, 11 de çıktım akşam geri döndüm ve dönerken çocukluğumun geçtiği sokaklara bir göz gezdirdim. Şimdi her yer bitişik nizam evler ama yine de her tarafında anımız var vesselam. Dolaştım, aklıma saklambaç oynadığımız anılar hayaller geldi. Akşamları oldumu efsane kadro olurdu ebe olan yandı yani. Kimler vardı okan, ümit, tolga, onur, cihan,enes, kenan, umut, doğuş, anılcan, ibo. Bunların her biri ayrı hikaye olur yani şuan da zaten çoğuyla görüşüyoruz ama her biri ayrı karakter hele bide unuttum erdal vardı off fena kardeşim benim evlendi çocuk :) Neyse, biz o oyunların son jenerasyonuyduk 93,94 lüler sondu yani. Şimdi yiğenlerim var onlar için üzülmüyor değilim, yazık bunları anca televizyonda izlerler. Neyse oyuna gelelim şimdi bile yazarken heyecan yapıyorum. Biri ebe olurdu o her zaman ilk ya anılcan olurdu ya ibo olurdu. Ondan sonra efsane başlardı, yasaklar vardı apartmanlara girmek yok, arka sokağa gitmek yok geri herşey serbest. Bizde üst falan değiştirirdik yanlış kişiyi söylesin de tekrar yumsun diye. Ve olmuyor da değildi. Kurallara yine uymazdık tabiki de kim yumarsa yumsun ben ebe olduğumda dahi yapıyorlardı herkes yapıyordu anlayacağın. Genelde oyunu oynadığımız yer ya bizim apartmanın önünydü, yada karşıdaki apartmanın önünüydü. Eğer karşıdaki apartman olduğunda ben eve gider akşam yemeğini yer camdan izlerdim beni işte yarım kurt dediğinde falan çağırarak çıkardım. Üst değiştirir kolumuzu uzatır, yanıltmaya çalışırdık falan. Hele bir de erdal ve doğuş varsa o oyunda. Aman Allah'ım yok böyle bir oyun derdin. Onları da bir ara anlatırım. 90'larda doğanların anıları canlansın gözü önünde, hadi iyi akşamlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder